Graben Caddesi ve Veba Anıtı
Otele yerleştikden sonra ilk gittiğimiz yer Stephan Katedrali oldu ,Graben caddesinde metro dan indikden sonra Viyana’nın ortasında bulunan Stephansdom Kilisesi’ne gittik Graben caddesi ise ünlü mağaza ve markaları olan bir yer , Graben Caddesi güzel butiklerin, hediyelik eşyacıların ve sokak kafelerinin bulunduğu bir yer ama eskiden sebze meyve pazarıymış, Graben Caddesinin tam ortasında Veba anıtı bulunuyor,Eskiden vebalıları bu caddenin altına gömdükleri için Veba anıtını da buraya yapmışlar.
Stephan Katedrali
Viyanın tam göbeğinde bulunan Stephan Katedrali ise çok büyük ve ihtişamlı bir kilise ,Stephan meydanında sokak sanatçılarından, ortaçağ kostümleriyle opera bileti satan kişilere ve her köşe başındaki cafelerden, faytonlara kadar herşey bulunuyor. Günümüzde Roma mimarı tarzı ve Gotik tarzıyla görünür. Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından geniş bir şekilde yapımına başlanan kilise daha önceki iki harabe kilise üzerinde yükselir. Avusturya’nın başkentinde en önemli dini yapı olarak, ulusun tarihinde pek çok önemli olaya tanık olmuş ve renkli çatısıyla birlikte şehrin en tanınan sembollerinden biri haline gelmiştir. Stephan Katedrali ile ilgili ilginç bir bilgide vereyim Katedralinin çan kulesinde 1534’de uygulamaya konmuş Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak Viyanalı’lara haber vermekle görevli bir memur varmış ,fakat 1956’da Viyana Belediye meclisince
Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından ve bu görevin lüzumu olmadığı için bu memuriyet kaldırılmış.
Anker Saati:
Anker Saati 1914 yılında Anker Sigorta şirketine ait binanın arasına kurulduğu için Anker Saati ismini almış. Bu saat Art Nouveau mimarisi ile yapılmış,üstünde 12 tane ünlünün resmi bulunuyor her saat başı birisi görünüyor.
Karl Kilisesi
Karl Kilisesi Klasik müzik konseri ile ünlü bir yer Karl Kilisesi içinde verilen konserler çok ilgi çekiçi ama klasik müzik sevmeyenlerinde bu binayı görmesi lazım
Hakkında bilgi
i Ünlü Karl Kilisesi’ne 1713 yılında İmparator VI.Karl’ın isteği üzerine isimdaşı ve 1576-1578 yıllarındaki cüzzam salgınında hastalanan kişilerin umudu olmuş Kardinal Karl Borromaeus adına yapılmak için ilk çalışmalarına başlanmışdır. Sunulan planlardan Johann Bernhard Fischer von Erlach adlı mimarin yaptığı çalışmalar beğenilmiş ve 1716 yılında da kilisenin yapımına başlanmışdır. 1723 yılında mimar Johann Bernhard Fischer von Erlach’ın ölümü ile kiliseinin geri kalanını oğlu Joseph Emanuel’in planda yaptığı bazı değişikliklerle 1737 yılında tamamlamışdır. Mimar Johann Bernhard Fischer von Erlach kilisenin planlarını çizerken değişik kilise ve tarihi binaları örnek almısdır.
Votivkirche kilisesi
Bizim gördüğümüz kiliseler içinde Stephan Katedralinden sonraki en büyük ve mimari olarak diğer en güzel kiliseydi, mayıs ayında tadilatda olduğu için içine giremedik. Kilise o dönemin imparatoru Franz Joseph’e bir suikast düzenlenmesi sonunda yapılmıştır. İmparatora gerçekleştirilen bu suikast başarısızlıkla sonuçlanmıştır ve buna sevinen imparatorun kardeşi Arşidük Ferdinand burayı adak olarak yaptırmıştır .
Maria vom siege kilisesi:
Küçük ama güzel bir kilisedir
St. Peter kilisesi :
Orta çağda inşa edilmiş olan bu kilise Viyana’da yer alan en eski kilisedir. Barok tarzında Roma katolik müzesidir.
Judenplatz müzesi :
Yahudi müzesidir, sanırım burası da Yahudi mahallesi falan olmalı çokca Yahudi gördük , Orijinal sinagog eserleri arkeolojik kazı ve çalışmalarının bulunduğu ürkütücü bir müzedir,hemen yanında Rubrechts kilisesi bulunuyor
Rubrechts kilisesi:
Mariahilf Kilisesi
1689 yılında Sebastiano Carlone tarafından inşa edildi,
6 adet şapeli olan kilisenin freskleri ise oldukça meşhurdur. Ayrıca kilisenin içinde 1763 yılından kalma eski ve büyük bir org vardır. Küçük bir kilisedir ama görmeye değerdir. Bu kilise Viyana’nın altıncı bölgesi Mariahilf ile aynı adı taşıyor. 1715 yılında Franz Janggl tarafından yeniden tasarlandı. Fresklerini 1760 yılında J
ohann Hauzinger ve Franz Xaver yaptı.
St. Francis of Assisi Kilisesi ( Kaiser Jubilee crunch)
Kilise 1898 yılında yapımına başlanmış 1908 de tamamlanmışt,içerisine girdiğimizde diğer kiliselerden farklıydı günümüz mimarisine daha yakındı,Kilise Tuna nehri kıyısındadır ,biz gittiğimzde etrafındaki spor alanlarında Türk çocuklar oynamakdıydı hatta biraz ilerisine Bir Türk marketi Aycan Süper Markete
rastlamıştık.içerisinde Türk ürünleri bulunuyor.içerisinde hep Türkler vardı ve onlarla biraz sohbet ettik Viyana hakkında Viyana yı çok beğendiklerini ve şartların Türkiye’den iyi olduğunu söylediler ama memleket özlemi onlar için çok farklı bi duyguymuş.